30 Nisan 2010 Cuma

Aşkta Yarın Yoktur Sevgili




Aşkta Yarın Yoktur Sevgili

Aşk Bu Dünyanın Ölçüleriyle Açıklanamaz Sevgili
O İlkel Bir Acıdır, Yaban Bir Ağrıdır.
Gelir ve İçimizdeki O Çok Eski Bir Şeye Dokunur.
Sonra Bir Perde Açılır ve Yolculuk Başlar
Bu Yolculukta Artık Para, Tarifeler
Beklentiler, Randevular, Taksitler, İş,
Anneler ve Korkular Yoktur
Aşkın Kendi Gerçekliği Vardır Sevgili.
İnsan Başka Bir Işığa Teslim Olur,
Daha Derinden Anlamaya Başlar, Bilgeleşir
Hiç Bilmediği Sezgileriyle Buluşur
Yükü Çok Ağırdır, Kendiyle Buluşmuştur
Hem Dışındadır Dünyanın, Hem de Tam Ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin Yakılan
Yoksun Adamın Hissettikleri de Onunladır,
Yitirdikleri de...
New York'ta, Bir Sokakta,
Kartondan Kulübesinde Yaşayan Kadının
Çıplak Yalnızlığı da
Her Şey Onunladır, Ona Emanettir Sanki,
Ama O, Çıldırtıcı Bir Yalnızlık İçindedir Yine de...
Aşkın Kültürlü Olmakla, Bilgili Olmakla da İlgisi Yoktur Sevgili,
Kanımıza Karışan İlkel Acı, O Yaban Ağrıyla
Hiçbir Kitabın Yazamadığı Hakikatlere Daha Yakınızdır,
İnan...
Kim Demiştir Hatırlamıyorum,
Aşk Varlığın Değil, Yokluğun Acısıdır Diye.
Belki de Bu Yüzden İlk Gençliğimde,
O Yoğun Aşık Olduğum Yıllarda,
Gözüme Uyku Girmez, Dudağımda Bir Islıkla
Bütün Gece Şehri, O Karanlık, O Hüzünlü Sokakları Dolaşır,
İnsanları Uykularından Uyandırmak İsterdim.
Uyanıp, İçimde Derin Bir Sızıyla Uyanan
O Derin Sancının Acısına Ortak Olsunlar Diye...
Aşk Çok Eski Bir Şeydir Sevgili
Onun İçinden O Çileli Çocukluğumuz Geçer
Sevdiğimiz İnsanların Çocuklukları da...
Oradan Üvey Anneler, Eksik Babalar, Parasız Yatılılar Geçer
Ve Sonra Aşk Bütün Bunları Alır, Daha da Eskilere Gider,
Hep O İlkel Acıya, O Yaban Ağrıya...
İnsan Bazen Nedensiz Yere Umutsuzluğa Kapılır
Kimselere Veremez Sevgisini,
Kimselere Derdini Anlatamaz, Evlere Kapanır...
Bazen Denizler Kıyılar Çeker İnsanı.
İnsan Bu Kapılmayı Anlayamaz,
Oysa
Çok Eski Bir Yerde Yaşanmasından Korkulup
Vazgeçilmez Aşkların Sızısıdır Bu.
Bu Sızı, Bu Yenilgi Mevsimlerle Yıllarla Devrilir Başka İnsanlara...
Bir İnsanın Yaptığı Bir Hatanın
Tüm İnsanlara Yayılması Gibi...
İşte Şimdi Biz de Sevgili,
Ya Olmadık Zamanlarda Umutsuzluğa Kapılıp,
Soluğu Evlerde Alacağız,
Ya da Denizler, Kıyılar Çekecek Bizi.
Nasıl Biz Başkalarının Korkularını Taşıyorsak,
Başkaları da Bizim Korkularımızı Taşıyacak,
Yenilgimizi, Umutsuzluğumuzu...
Birazdan Sabah Olacak...
Para, Tarifeler, Beklentiler, Randevular, Taksitler,
İş, Anneler ve Korkular Başlayacak...
Bunlar Varsa Bizim İçin Geçerliyse
Aşk Yoktur ve Hiç Olmamıştır Sevgili.
Birbirimizi Kandırmayalım...
Hadi Güne Hazırlan,
Yaşadıklarımızı Unutmaya Çalış
Aşk Bize Güvenip Verdiği Büyüsünü,
Sırlarını, Cesaretini, Bilgeliğini ve O İlkel,
O Yaban Ağrısını Geri Alacak
Bunlar Olurken İçimiz Bir an Üşüyecek,
Sonra Geçecek...
Hadi, Oyalanma Birazdan Yarın Olacak...
AŞKTA YARIN YOKTUR SEVGİLİ

Cezmi Ersöz


Takip edenler bilir burası bir spor bloğu, yazarıda sanatın çok dalından zevk almasına rağmen şiirle pek alakası olmayan biri. Ancak bu akşam çook eskilerden ve onun için çok değerli birinin facebook sayfasında bu şiirin klibini izledi ve çok beğendi. Bunu da blogu takip eden tüm sevdalılar için paylaştı.
Aşkla kalın

WELLCOME BACK TAMMY



Bu akşam kraliçeler tbbl yarı finalinde botaş'ı konuk ettiler 1-0 önde başladığımız serideki ilk maçı 89-70 kazanarak seride durumu 2-0 a getirdik. Böyle bir haber edasında yazmamın sebebi taraftarlarımızca böyle bir maçın olduğunu bilmediklerini tahmin etmem. Zira salon alışık olduğumuz gibi bomboştu gene ve artık ben her platformda bunu yazmaktan, maç önceleri haber vermeye haydi millet bu maçta kraliçeleri yalnız bırakmayalım demekten sıkıldım.

Neyse asıl konuya dönecek olursak, bu maçın 10+ farkla biteceğini tahmin ediyordum sadece gülşah gümüşçay'ın bize karşı nasıl oynayacağını merak ediyordum bu merakımı gidermiş oldum. Bunun yanında beni galibiyet kadar mutlu eden Tammy'nin performansı oldu. Özellikle Nevin'in sakatlığından sonra pota altında çok yük binmesi dolayısıyla hayli yorgundu ve performansında bariz düşüş vardı. Bu yüzden çok çabuk faul alıyor ve maçları 2-4 sayılarda bitiriyordu. Özellikle final serisinde kendisine çok ihtiyacımız var ve bugün müthiş bir oyun oynayıp attığı 20 sayının yanında 4 te asisst yaparak özellikle hücumda ben de varım dedi.
Kendisine buradan tekrar hoşgeldin diyor final serisinde de böyle oynamaya devam etmesini diliyorum.

WELLCOME BACK TAMMY !!!

27 Nisan 2010 Salı

Öğrenilmiş çaresizlik



Yorum yapmayacağım gene ezeli rakip !!! gs yi rencide ettik, böyle maçlara yendik kazandık kelimeleri az gelir. Buna rencide etmek denir hem onları hem ev sahibi konumunda olmalarına rağmen tribünleri dolduramayan taraftarlarını, tv de bize küfür eden atkıları görüp gaza gelenleri tamamını rencide ederek yendik.

Hafif kaldılar bize her açıdan 6 maç oyna sadece 1 set kazan ev sahibi olduğun maçta tribün üstünlüğü kurama setleri 10 lu sayılarla kaybet vsvs. Bu arada havasından mıdır suyundan mıdır bilmiyorum ama bloğun hayli üstünden giden topa dakikalarca itiraz etmek de voleybol maçlarında çok ender görülürdü ama sayelerinde görmüş olduk.

25 Nisan 2010 Pazar

Sen beni öldürcen mi, çıldırtcan mı



Bu güne kadar herkes eleştirirken kendimce destek çıkmaya çalıştım. Gol kaçar ama guiza olmasa o kadar süratli çıkamayız o kadar pozisyona giremeyiz diyordum. Ama bugün gerçekten benimde limitim doldu kusura bakma. Ligin bitmesine kalmış 4 hafta artık hiç bir maçın telafisi, değil maçın pozisyonun telafisi yok. Hadi o kaçtı bu kaçtı ama boş kaleye de kaçmaz ki be birader, artık şu yandaki karedeki halini görmek istemiyorum şahsım adına. Yok ben dünya kupasına konsantreyim diyorsan lütfen kulübe de konsantre ol bizi de özcan denizin şarkısındaki gibi çıldırtma!

Derby mi, hadi ordan



İki takım bir sezonda beş kere maç yapacak bir takım diğerini beş kere yenecek üstelik sadece bir set verecek sonra bunu bize derby diye yutturacaksınız.
Çok seviyorum galatasaray maçlarını iş aşk para vs gibi tüm sorunlarımı unutturuyor bana, hele birde eve sıfır sesle dönüp aman sıcak bir kahve moduna girmişsem değmeyin keyfime.
Bu akşam gene öyle bir maç yaşadım, federasyonun planlama hataları yüzünden bin bir zorlukla içeri girmeme bu sıcakta hala salon ısısını düşürmeyip seyircinin resmen buharlaşmasını sağlayan görevlilere rağmen eve mutlu dönmemi sağlayan Sarı Meleklerime sonsuz teşekkürler.

HER ŞEY SİZİNLE GÜZEL !!!

Not :karikatürü Antu'ya bir arkadaş eklemiş tam günün anlamına uygun olduğu için kullandım ona da teşekkürler

Yönetin artık



Federasyonun yaptığı bir çok icraatın belli açılardan bir haklılık payı olabilir,çoğunu da eleştirmedim bugüne kadar. şampiyonlar ligi f4 ü oynarken arka arkaya maçların sıkıştırılması bir çok maçta yapılan kritik hakem hataları, hatta önümüzde ki yıl yabancı sayısında yapılacak kısıtlama dahil. Hepsinin belli mazeretleri olabilir. Ama bu akşamki yarı final maçında yaşananların hiçbir mazereti, açıklaması olamaz. Güzel bir salon yapmışsınız kapasitesi çok düşük ama şık modern bir salon bunun için emeği geçenlere sonsuz teşekkürler öncelikle.
Bu salon elbette kullanılmalı bir çok takım da kullanıyor zaten fakat bu akşam orada bir derby maçı oynanandı. Fenerbahçe galatasarayla çelik çomak oynasa oynanan stad salon dolar mutlaka bundan kimsenin şüphesi yok.Diğer yarı final maçını derby den 2 saat önce aynı salona vermenin anlamı nedir. Zaten çekişmeli bir maç 2 saate yakın sürüyor içerde seyirci var, onlar boşaltılmıyor içerde maç yapılırken gelen taraftar belli bir saatten sonra içeri alınmıyor. Maçın başlamasına 15 dakika kala küçücük bir kapıdan seyirci alınmaya çalışılıyor ve tabii ki gelen seyircinin belki dörtte biri ancak içeri girebiliyor.

Şu maçı bir gün sonra oynatmak mümkün değil miydi hadi bir günü geçtim ilk maç saat 14 de oynansa 16 da biterdi salonda rahatlıkla boşaltılırdı.Boşaltmaya gerek bile kalmaz zaten kimse iki buçuk saat oturmaz sıkılır çıkardı. Salon 8-10 bin kapasiteli olsa tamam elbette spor seyirciyle güzel ama şu küçücük salonda bunu yapmanın gerekçesi nedir. Spor yönetiminin S sini bilmeyen benim bile aklıma bu iki alternatif gelmişken bir gazeteden yılın spor adamı ödülü almış birinin gelmemesini anlayamıyorum

Denizli gitti



Uzunca bir süre orada kalmanız dileğiyle.

22 Nisan 2010 Perşembe

Kabak Tadı



Kabak aslında güzel faydalı bir sebzedir mücveri olur dolması olur kalyesi olur,yukarıdaki bal kabağından tatlısı olur. Tatlısı hariç tüm çeşitlerini çok severim özellikle mücveri. O yüzden kabak tadı vermek deyimi bana genel anlamda pek birşey ifade etmiyor. Ama madem kullanılıyor bizde böyle tanımlayalım bu akşamki maçı.

Tanjevic'in ameliyatı sonrası takıma döneceğinin açıklanmasından sonra, aman ne yapıyorsunuz hocanın yaşı 60 ın üstünde ameliyat sonrası bir toparlanma devresi olacak, zaten hocanın sözleşmesi sezon sonu bitiyor önümüzdeki yıl gelecek hoca şimdi gelsin dedik ama, ama işte.
Kabul ediyorum rakibin playoff mücadelesi veriyor senin sıralaman belli olmuş çok fazla motive olman zor. Ama sen el de oynayan bir takımsan 2.ligden yeni çıkmış, üniversite salonunda oynayan bir belediye takımını yeneceksin kardeşim. Oyuncuların bonservis bedellerine yada yıllık ücretlerine girerek yorum yapmaya gerek bile görmüyorum. Futbolda olsa küme düşmeye oynayan bir takıma maç kaybedebilirsin futbol öyle bir oyun yirmi gol pozisyonu kaçırırsın bir kontra yersin maç gider,ama basketbol öyle değil ki,güçlüysen maçı da ciddiye alıyorsan maçı kazanırsın yüz maç yap 99 unu kazanırsın kalan bir tanesi de çok büyük şanssızlık falan olursa belki.

Umarım bu kadro beni sezon sonunda utandırır, umarım...

19 Nisan 2010 Pazartesi

Böyle başa böyle tarak




Sezon başından beri gs nin müthiş !!! sag kanat oyuncusu kader keitanın oscarlık performanslarını izliyoruz 3 m uzağına düşen şişeden sıçrayan sudan taklalar atıyor ona gelince hakemi kandırmaya çalışmadan ceza yok bilica penaltı noktasına 3-4 tekme atınca aaa olacak iş mi bu nidaları tabii olmazda önce kendine bakacaksın sonra başkasına laf edeceksin. Tribünden sahaya çekirdek poşeti düşer saha kapat ,adam atılır münferit para cezası. Bir stadda atılan bir pet su şişesi oyuncunun yanına düşer sahayı kapat, diğerinde adamın omzundan vurur münferit para cezası.
İlk maç 0-0 ken hakem penaltımı vermemiş 3. golü bariz ofsayttan yemişim öyle 10 cm falan değil 1 m nerdeyse kimsede tık yok , bilica penaltı noktasını kazınca maç bu yüzden gitmiş , yok yaa başka ayrıca hakemde bilica'nın kazdığı o noktayı eski haline getirdi beyler o gün zaten Fenerbahçe topmu oynadı diyenlerin bugün ağzını açmaya bir tek kelime bile söylemeye hakları yok. Ne demişler böyle başa böyle tarak

18 Nisan 2010 Pazar

Neyiniz var neyiniz yok



Önce yoklardan başlayalım, bu takımın bir sponsoru yok çok mu önemli derseniz,evet özellikle yarıştığınız takımlar zaten kendileri müessese olunca çok önemli. Sponsoru geçtim formasında reklam bile yok hadi klüp kendi imkanlarıyla şubeyi ayakta tutmaya çalışıyor desek sezon içinde hatta playoff maçlarında küçük bir gruptan başka seyircisi yok.
Ammaaa, oyuncuların hepsinde hırs var azim var inanmışlık var.Kime karşı olursa olsun teslim olmuyorum diyen bir EFE ruhu var, bu akşam dizim kopsa da maçı tamamlardım diyen kocaman yürekler var. Bunlar olunca da son 3 yılda aldıkları 2 şampiyonluk final serisinde takımın beyni sakatlanınca şanssızlıkla kaybedilen şampiyonluk diğer bir deyişle finalistlik var.

Geleneksel FENERBAHÇE şampiyonluk mevsimini açtığınız için sonsuz teşekkürler çocuklar. 5in 1.si geldi darısı diğer 4e

Penny varsa sorun yok



Normal sezonun son maçı takım 21 maçın tamamını kazanmış son maçına çıkıyor.Rakip playoff trenine 7. koltuktan yerini ayırtmış. Yani öylesine bir maç ismi ezeli rekabet cismi tam anlamıyla ezeli eziyet.
Doğal olarak oyuncuları motive etmek çok çok zor, işte 3 çeyrek kafa kafaya giden oyun ben varsam sorun yok diyen Penny'nin son noktayı koymasıyla bitiyor. Takım ligi yenilgisiz tamamlayarak tarihe geçiyor ve playoff'a hazırım mesajını dosta düşmana veriyor.
Hakemlere falan değinmeyeceğim artık her branşta alıştık böyle şeylere sahanın bir karış içine düşen toplara aut verilmesi,her yıl şampiyonluğa oynamamamıza rağmen ligin hep en az penaltı atan takımı olmamız bu konudaki duygularımızı yonttu sanırım kızmıyorum bile.

Son bir not Tammy'e oynadığın takım önümüzdeki yıl bütçe arttırıp dünyanın en iyi oyuncularını getirmeyi düşünüyor , bunu gerçekleştirirse el'de f4 hatta kupaya aday olacak.Bu yapılanmanın düşünüldüğü şu günlerde böyle oynamaya hakkın yok. Kariyerine el f4 ü yada finali belki kupası eklemek için çok büyük bir şansın var,kullanmaya bak

17 Nisan 2010 Cumartesi

Bu takıma daha gordan gricek ?



Geçen sezon transferi gerçekleştiğinde çoğumuz çok sevinmiştik.Yugoslav ekolünün nba deki temsilcilerinden Gricek artık çubuklu için atacaktı o ölümcül şutlarını.Hatta gene büyük bir çoğunluk o kadar mutlu olmuştu ki, İbo'nun formasının bile verilmesi rahatsız etmemişti, sonuçta bir oyuncu giyecekti 10 numarayı ve forma 10 numara oyuncuya gitti deniyordu.Hep çoğunluk diyorum çünkü nba'i takip eden bazı arkadaşlar müzmin sakat olduğunu ve 3 maç oynasa 6 maç tribünde oturabileceğini söylüyordu.
Sezon içinde takım onsuz maç kazandığı zaman hepimiz bugün zorlandık ama bu takıma daha gordan giricek diyorduk,maalesef hala da demeye devam ediyoruz. Hala 3 maç oynasa 5 maçı kaçırır konumda, oynadığı maçlarda da abi adama çok para verdik ama çıktı şu maçı kendi başına aldı denecek performansı yok gibi. Benle yaşıt kaptanın bile bu yaşında tek başına çevirdiği bjk cola turka maçı varken ben müzmin sakat nba yıldızımızın çıkıp çevirdiği bir maç hatırlamıyorum.
Dün gene tribündeydi ameliyat olan Ukicle birlikte,umalım da hiç olmazsa playofflarda olmadı yarı final veya final serilerinde bu takıma daha gordan giricek demeyelim.

16 Nisan 2010 Cuma

Tekmeye kafa



Mücadele etmeden ne kadar teknik ne kadar hızlı oyunculardan kurulu bir takım olursanız olun maçları kazanma şansınız tesadüflere kalır. Rakip takım çok beceriksiz olacak cömertçe pozisyonları harcayacak sizde araya bir tane gol sıkıştırıp maçın bitmesini bekleyeceksiniz.O kadar yatırımın karşılığında kimse böyle bir durumu kabul edemez teknik oyuncularınız sayıca fazlaysa bile onları savaştıracaksınız ki aradaki teknik farkı ortaya çıkabilsin.

Hafta sonu kendi sahamızda beşiktaşla oynuyoruz, günlerdir her spor programında sakatlık durumları kim nasıl oynamalılar taktikler konuşulup duruyor. Ama kimsenin söylemi bir başkasına uymuyor yok o sağda oynarsa karşı tarafın sol kanadından gelemez bu ortada oynarsa şöyle olur falan.

Ben bu maçı kazanmak için yapmamız gereken tek şeyi yazıyorum, bunu yaptığımız zaman maçı kazanmamak gibi bir durum söz konusu bile olamaz. Yukarıda Emre'nin yaptığını yapacak sahaya çıkan şanslı 11 ,gerisi Alex'e Guiza'ya emanet.

15 Nisan 2010 Perşembe

Ver bakalım şu kupayı




Penaltı penaltı gibi olacak usta, şu laf kadar uyuz olduğum laf sayısı bir elin parmaklarını geçmez bunun birde final dediğin final gibi olacak versiyonu var.Yahu bunun kadar zırva bir söz var mıdır acaba,ne demek final gibi final futbolsa penaltılara mı kalmalı mesela basketbolda son topta atılan bir üçlükle mi bitmeli, benim bildiğim yarı finali geçen iki takımın sahadaki mücadelesi futbolda 5-0 voleybolda 3-0 da bitse finaldir.
Neyse sonuç olarak ''FİNAL GİBİ BİR FİNAL'' sonucu kupayı da kazandık önümüzde alacağımız bir tek lig şampiyonluğu kaldı, umarım oda bu söylem çerçevesinde geçmez kim hakediyorsa onun kazandığı bir seri olur.
İkide notum var biri bizim Nihan'a ; sen bu ülkenin en iyi liberosusun, elbette arada hata yapacaksın ama yaptığın 1-2 hataya takılıp moralini sıfıra indirmemelisin. Sonuçta setde verebiliriz maçta hiç sorun değil ama yaptığın 1-2 hatadan sonra dağılmak avrupa şampiyonluğu hedefleyen bir takımın oyuncusunda olmaması gereken bir durum.
Son sözümde neslihan'a bir sporcu bu kadar mı antipatik olur, tamam iyi oyuncusun ama bu havalar afralar tafralar ne. Bu gözler canlı canlı f.terimi ,hagiyi, ışılı gördü ama senin kadar antipatik birini görmedi. Ne oldu sonuçta oraya gelen seyircinin alaylarına maruz kaldın ki o seyirci daha bir hafta on gün önce rakip takımı tribüne çağırım alkışlayarak yollayan bir seyirci. Hep söylemişimdir bu seyirci herkese hakettiği gibi davranır.

13 Nisan 2010 Salı

Avrupanın en büyüğü Spartak



Final four'un ilk turunda spartak ummc ekaterinburg'u elediğinde büyük çoğunluk kupayı kendilerine vermişti zaten. Ros casares'in tek umudu 8000 taraftarı önünde kendi sahasında oynamasıydı. Ama olmadı her ne kadar Taurasi ispanyol takımın ummc gibi rencide etmese bile attığı 29 sayıyla gene sahanın yıldızıydı. Bu kez ona katılan Mc carvile oldu 20 sayı yaptı 13 ribaound aldı spartak takımının en ilginç istatistiği ise 4-5 sayılarla maçları oynayan corstin'in 23 dakikada 16 sayı yapması oldu. İspanyollara gelince zaten tek umutları spartak'ın finalde karşılarına gelmemesiydi, malum ekaterinburgla grupta oynamış ve kazanmışlardı. Ama spartak bu başka takımlara benzemiyor milton jones'un 19 erica de souza'nın 16 sayısı sadece istatistik olarak kaldı. Onlarda diğer takımlar gibi dünyanın en iyisini izlemiş oldular.

12 Nisan 2010 Pazartesi

Simitçi istifa



Geçen yılın finalinde efese kaybedilen catheine soslu seriden sonra geldiği günden beri tartışılan özellikle taraftarın belli bir kısmı tarafından istenmeyen tanjevic daha fazla sorgulanır olmuştu. Takıma pozitif katkıyı bırak negatif olarak etki ediyor diyenler ilk yılında aldığımız şampiyonluğu oyunculara, ikinci yılındaki catheine soslu seriyi tanjevice bağlıyorlardı. Hatta bir klasik olan bu takımın başında simitçi olsa bundan iyi oluruz tanjevic gitsin damir oyuncu coach olsun denmeye başlanmıştı.Fakat yıllar sonra kupanın alınması arka arkaya alınan galibiyetler efese atılan fark biraz olsun seyircinin tekrar salona dönmesine sebep olmuştu. Tam bu esnada hocanın rahatsızlığı ortaya çıktı ve mart ayı içinde ameliyat oldu (bu vesileyle tekrar geçmiş olsun diyelim kendisine)

Simitçi gelsinciler için bu iddiayı ispatlama şansı doğmuştu, bana göre önümüzdeki yıl takımın başına kim gelecekse şimdiden gelmesi en doğrusuydu . Sonuçta hocamız 25 yaşında değil ameliyat sonrası dinlenme süresi olacak takımın başına play offlardan önce gelmesi hatta ilk turda bile tam kapasite olması çok zor.

İşte sonuç tanjevicin olmadığı 3 maçta alınan 2 yenilgi hemde bir tanesi mersin bir tanesi bjk cola turka'ya karşı.
Demek ki neymiş bu takımı ertuğrul hoca gibi yıllarını bu işe veren değerli biri bile yardımcı hocalıktan hocalığa geçer geçmez içerde yirmi dışarda onbeş farklarla maç kazanamıyormuş. Simitçiyi düşünmek bile istemiyorum

not:fotodaki simitçi Metin ustaymış,googleda fotosu bulunduğuna göre sevilen tanınan bir amcamız,konuya katkısından ötürü teşekkürümüzü de edelim kendisine.

11 Nisan 2010 Pazar

Şampiyonluk maçı



Daha ligin bitmesine uzun bir süre var kabul, önümüzde beşiktaş ve trabzon maçları var kabul ama şahsi fikrim en zor maçımız bu hafta olanı.
galatasaray deplasmanından daha zor geçeceğini tahmin ettiğim ankaraspor maçını kazandığımız takdirde önümüzde kimse duramaz artık. Bir hafta sonraki beşiktaş maçını falan düşünmeden öncelikle bunu kazanmaya bakmalıyız. Hele birde 3-0 falan kazanırsak şampiyonluğu son maça bile bırakmayabiliriz.Haydi çocuklar şu maçı 3-0 kazanalım bizi daha kimse tutamaz

10 Nisan 2010 Cumartesi

TA TA TA TA TAURASI



Euroleague başladığından beri takip eden herkes spartak'ın bu yılda kupayı alıp alamayacağını merak ediyordu. 2 Kez canlı izlemiş biri olarak benim şahsi fikrim bu kupanın da kolleksiyona katılacağı yönündeydi. Elbette ummc güçlü bir takımdı çok fazla silahı herkesin belli görevleri vardı. Kadrosunda biba, gruda, stepanova, pondexter, nolan gibi oyuncuların bulunduğu bir takım asla pes etmezdi ama spartakta dünyada eşi benzeri olmayan biri vardı ve ne olursa olsun son sözü o söyleyecekti.Ocak ayından sonra ummc o müthiş kadrosuna birde parker'ı eklediğinde ummc'u favori görenler bu konuda iddialarını arttırmışlar spartakın sue bird transferini bile sonucu değiştirmeyecek bir hamle olduğunu savunmaya başlamışlardı. Açık söylemek gerekirse özellikle al stardaki müthiş performansından sonra ben bile kadife bilek biba'nın kupaya damgasını vurabileceğini düşünmeye başlamıştım.
Genel tahminlerde biba -zagota eşleşmesi fowles gruda karşısında ne yapar stepanova oyuna ne kadar ağırlık koyar ,pondexter takımı nasıl yönlendirir konuşulurken ,gene o eşi benzeri olmayan Taurasi sahneye çıktı ve 37 sayı 12 ribaound ve 6 asisst yaparak ummc takımına size ben yeterim dedi. Öyleki Fowles'a bile çok iş düşmedi o 14 sayı 12 ribaund Zagota'ysa 12 sayı ile maçı tamamladılar. Karşı cephenin takımında candace 18 pondexter 16 nolan 13 sayıyla maçı tamamladılar. Daha kupa sahibini bulmuş değil ama dünyanın en büyük oyuncusu daha yarı finalde belli oldu.

Bu arada başlıktaki anons bizim Nicole Powell için yaptığımız anons,belli mi olur belki seneye bizde bolca bu anonsu yukardaki şekliyle duyabiliriz.

9 Nisan 2010 Cuma

Helal olsun sizlere



Bir takım düşünün inanılmaz sıkışık bir fikstürden çıkıp Avrupa'nın en büyüğü olabilmek için başka bir ülkeye gidiyor, ilk maçta ev sahibinin onca engellemesine karşın o maçı kazanarak finale kalıyor. Finalde son yılların bu kupaya abone takımına 2-0 dan gelip 2-2 yi buluyor ama son set yorgunluk kaynaklı hatalarla maçı kaybediyor. Hem fizikman hemde moral olarak çöker değil mi, ama şimdilerde herkesin bizim kızlar dediği Sarı Melekler sadece 2 gün dinlenme şansı bulup bu kez kupada geçen yıl finalde yendiği rakibini hemde hiç zorlanmadan 3-0 la geçiveriyor. Bu kızlara sadece helal olsun denir, maça gelen ve takıma yaptıkları için teşekkür etmek isteyen taraftarımızda aynısını söyledi zaten.
Son bir not bu akşam maç öncesi hazırladıkları pankartla takımı kutlayan ve maç içinde son derece centilmen bir tavır gösteren eczacıbaşı takımına büyük Fenerbahçe taraftarı hak ettiği tavrı maç sonunda gösterdi. Bu da şahsım adına son derece olumlu oldu ne kadar büyük bir camia olduğumuzu hak edene hak ettiği gibi davranacağımızı herkese bir defa daha göstermiş olduk.

3 Nisan 2010 Cumartesi

Kalp krizi




Genelde bir maçı yazacağım zaman şöyle bir kaç saat beklemeyi tercih ediyorum.Biraz sinirim yatışsın heyecanım geçsinde objektif yorum yapabileyim diye. Zaten şimdi maçla ilgili tek bir kelime etmeyeceğim sadece bir cümlem var.
Kalp krizi geçirmeme sebep olabilecek bir maçı kazandıkları için SARI MELEKLERE çok çok teşekkürler

Arkası izmir'de



Nedendir bilmiyorum ama yarı finalde Arkas'la eşleşince biraz rahatsız olmuştum. Belki İstanbul dışı deplasman olacağı için belki önceki yıl caferağa'da kaybettiğimiz maçı canlı izlediğim için.Amatör branşlardaki seyirci ilgisizliğine hafta içi saat 5 e bu serinin ilk maçını koyan federasyon da eklenince ligi 1.sırada tamamlamanın anlamı olmayacak diyordum. Bu iki tahminimden 2. si gerçekleşti takımı destekleyecek 10 kişi civarındaydık ,gerçekleşmeyen tahminimse arkas maçının zorluğu oldu. Ekşi,Divis,Tomi,Emre diye ayırmadan efeler takım olarak çok iyi bir oyunla rakiplerini ezip geçtiler.Bu şekilde oynamaya devam edersek izmir'de de çok zorlanacağımızı sanmıyorum. Tabii bu bir seri finale çıkmak için 2 maç daha kazanmamız lazım, artık bu serinin devamını izmirde sürdüreceğiz. Eksiden radyolarda günlük yayınlanan dizi şeklinde oyunlar olurdu bunlara arkası yarın denirdi, artık bu serininde arkası İzmir'de.

2 Nisan 2010 Cuma

Yolun açık olsun



Geçen yıl takımın coachunun sezon ortasında gs ile görüştüğü ortaya çıkıp derhal uzaklaştırıldığında apar topar Fenerbahçe'nin başına geçmiştin. Mahmut abi çağırdı geldim diyecek kadar alçak gönüllü kimseyi rencide etmeyecek kadar beyefendi bir kişiliğin olduğunu daha ilk röportajlarında görmüştük. Açık söylemek gerekirse takımın başında uzun yıllardır bulunan ve ortada ne kadar lokal kupa varsa toplayan bir takımın başına geldiğinde eskisi gibi tüm kupaları alabilir miyiz sorusu hepimizin kafasındaydı. Ancak zaman geçtikçe takımın oyununda eskiye göre bariz farklılıklar gözümüzden kaçmadı, artık eskisi gibi geriye düştüğümüz zaman sadece tam saha pres yapmak yerine farklı savunma sistemlerine geçebiliyor kritik yerlerde garip hatalar yapmıyorduk. Geçen yıllarda kendimizden güçlü takımlara 30-40 sayı farklarla yenilen takımdan spartak gibi bir devi maç uzatmaya gitti diye sevinçten zıplar hale getiren bir takıma dönüşmüştük. Rast gelirse tvden maçları izleyip ahkam kesenleri saymazsak hepimiz ilerisi için umutluyduk, artık bir sonraki yıl biraz daha fazla yatırım yada sponsorlukla f4 yada el şampiyonluğu hayal olmayacaktı.

Ta ki resmi siteden sağlık sorunların dolayısıyla istifa ettiğin açıklanıncaya kadar önce 1 nisan şakası olduğunu düşündüğüm bu haber daha sonra iki yardımcının da rahatsızlandığını okuyunca kafamda biraz daha netleşti. Tanjevic gibi çok başarılı !!! camiada taraftardan oyuncuya kadar herkesin taptığı!!! bir hoca çok ağır bir rahatsızlık geçirmişken aylarca beklemeyi göze alanlar senin bu rahatsızlığından dolayı ettiğin istifayı hemen kabul etmişler demek ki.
Sağlık olsun hocam sana ve yardımcılarına geçmiş olsun diyor en kısa zamanda hepinizin sağlığınıza kavuşmasını diliyorum, yolunuz açık olsun.

Bize gelince, artık takımın başına yeni bir coach bakacağız artık, benim önerim derya özyer olmadı orhun ene