29 Mart 2010 Pazartesi

Neden kızdınız



Gerçekten spor yorumcularını yada gs taraftarlarını anlamakta güçlük çekiyorum, 3 m uzağına düşen su şişesini görüp sanki içinden asit sıçramış gibi yerlerde takla atan oyuncu sende,geçen yıl rakibinin oyuncuları kırmızı kart görüp eksik kalınca biz brezilya plajlarında böyle numaralar yapardık diyen oyuncu sende (sendeydi), ezeli rakibine küfürlü pankartı geçtim küfürlü atkı yapıp takan bir topluluk sende ondan sonra Volkan topu kıçıyla kontrol etmiş vay efendim yakışmamış. Sen en ufak bir çirkeflik yapmayan adamın sırtına pet şişeyi atarken yakışmış mıydı da bu yakışmayacak. Volkan her maçta orasıyla burasıyla top kontrol edip dalgasını geçmiyor merak etmeyin bunu size yapıyorsa birazda acaba neden biz diye düşünmek lazım. Çok güzel oldu hemde size yapılması çok güzel oldu bizce.

Son olarak rahmetli Özhan başkanla ilgili yaptığımız saygı duruşundaki davranış onunla ilgiliydi, kimse üstüne alınmasın. Biz orada eski gs başkanını değil, tarihi bir yenilgi aldıktan sonra rakip başkanı tebrik edebilen centilmen başkanı alkışlamıştık gs camiasıyla alakası yok

26 Mart 2010 Cuma

Hak edene



80 lerin başından beri Fenerbahçe'min maçlarını elimden geldiğince takip etmeye deyim yerindeyse tribün kovalamaya çalışırım. Sadece futbol değil basketboldu voleyboldu ne varsa. Onca yıl bir çok saygı duruşuna canlı olarak şahit oldum, düne kadar benim için en unutulmaz olanı spor sergide yaşadığımdı. Tiyatro sanatçısı kuzucuklarının Adile teyzesi vefat etmiş bir nesil çocuk olanların hayatından bir parça kopup gitmişti. Sanırım bir yada iki gün sonra efesle spor sergide lig liderini belirlemek için maça çıktık.Adile Naşit spor adamı olmadığı için saygı duruşu düşünülmemiş tahminen takımlar ısınırlarken birden Adile için saygı duruşu diye bağırmaya başlandı. Oyuncular önce ısınmaya devam etselerde tüm tribün dakikalarca bu isteklerini yineleyince onlarda orta yuvarlakta toplandılar ve saygı duruşunu gerçekleştirdik.

Manisa maçındaysa benim için ikinci unutulmaz olanı gerçekleşti Özhan başkan için saygı duruşu çağrısı yapıldı, hepimiz ayağa kalkarak bir dakikalığına sessizliğe bürünmek üzereydik ki birden tribünden bir alkış sesi koptu sağıma soluma baktım herkes alkışlıyordu. Oysa kimse böyle yapacağız falan da dememişti anlık bir tepkiydi ve alkışlar saygı duruşu sona erinceye kadar devam etti. Yenildikleri maçtan sonra ezeli rakibinin başkanını tebrik edecek olgunlukta ve centilmenlikte biri de, böyle uğurlanmalıydı o ezeli rakibinin taraftarlarınca.
Tekrar Allah sana gani gani rahmet eylesin centilmen başkan

fotoğraf için www.fenerbahceliyiz.biz e teşekkürler

25 Mart 2010 Perşembe

Fener mirkayla başa çıkamaz



Bazıları turuncu giyinmiş bazıları iş çıkışı üstünü değiştirmeye fırsat bulamadan ceket kravat gelmiş firma çalışanları olduğunu tahmin ettiğim bir grup, İstanbul'un ulaşımı en zor salonu, Ecz.Zentiva'nın aldığı her sayıdan sonra bu tezahurat.
Bunlara verilecek tek bir cevap vardı 'HADİİ CANIM CİDDİMİSİN' o cevabı da fotodaki Sarı Melek ve arkadaşları gayet güzel verdiler zaten. Birde hani akıl var mantık var karşındaki takım Avrupa'nın en iyi 4 takımından biri olduğunu istatistik olarak ispat etmiş bir takım senden en az 2 gömlek yukarıda bir tek oyuncunla başa çıkamaması kadar komik bir şey olabilir mi.

Bu arada çok merak ettiğim bir konu var ,özellikle ilk 2 set hiç olmazsa bir set alabileceklerini zannetmişler midir?

23 Mart 2010 Salı

Aslında hala buradayız



Ne milyon dolarlık tesisler ne dünyanın tanıdığı sporcular nede Avrupa'nın en zengin bilmem kaçıncı klübü olmak çok ilgilendirmez bizi. Mutlaka övünürüz, bunları yapanları takdir eder anarız ama hepsi o kadardır gözümüzde. Kötü oynanan bir maçtan sonra oyuncumuza küseriz kızarız,ta ki bir sonra ki maç ısınmaya çıkana dek. Sahaya adımını attığı zaman geçen hafta komşunun camını kıran çocuğumuz gibi affediverdiğimizi fark ederiz, elbette affedeceksin senin çocuğun sonuçta kardeşin,abin.
O yüzden tezahuratlarımızın çoğunda SEVDA kelimesi geçer, o yüzden fanatik olmayan diğer camialara mensup arkadaşlarımızla konuşunca ben anlamıyorum sizi ... şeklinde cümleleri sıkça duyarız,ondan bir naif tavrı vardır Fenerbahçe taraftarının. Aslında biz hala bu binadayız sadece farkında değiliz.

21 Mart 2010 Pazar

3 er 3 er bu kadar



Ceyhan fena takım değil özellikle yüksek yüzdeyle dış şut atıyorlar, sistemlerini de buna göre kurmuşlar, öyleki yabancı uzun olarak bile 3 lük atan M.Kress oynuyor. İlk yarıda attıkları 35 sayının 27 tanesini dış şutlarla buldular. Ama 2. yarı bu ortalama biraz normale dönünce oyun 3. çeyrekte bitti. Bizim takıma gelince,oyunu değiştirecek çok oyuncumuz var Penny dursa,Nicole devreye giriyor dış şutlar girmese Nevriye setten sayı bulamasak Tammy bir şekilde kilidi kırıyor. Mersin maçında 3 çeyrek potaya bakmayan Birsel 19 sayı atıp bugün oyunu çevirdi.
Son bir not Tarsus coachuna neden bu kadar gergin olduğunu anlamadım,sonuçta deplasmandasın oynadığın takımda ligin yenilgisiz kopmuş gitmiş takımı yani yenilgin çok sürpriz değil. Tüm maçlarda böyleyse oyuncularına sabır dilemekten başka yapacak bir şey yok.
Dış şutlar normal seviyeye yaklaşınca maç nasıl mı oldu,fotodaki gibi ısınmanın ötesine geçmedi.

19 Mart 2010 Cuma

Demek ki oluyormuş



İki takım düşünün birinin hiç yenilgisi yok diğeri sadece bir yenilgi almış o da bu yenilgisiz takıma karşı. O bir yenilgili takım hem lig sıralaması hemde ilk maçın rövanşı için yenilgisiz takımı konuk ediyor. Ama tam anlamıyla konuk ediyor tribünde bandosu rakip seyirciye ayrılmış tribünü maça çok iyi konsantre olmuş oyuncuları var. Maç başlar başlamaz 18 sayı geriye düşüyor ne sahaya atılan bozuk paralar var nede sahaya girmeye çalışan ''taraftarlar'' !!!
Maç ilerledikçe ev sahibi takım gücünün ve konumunun yansımasını maça aktarıyor ve oyuna ortak oluyor,her iki takım taraftarı da takımlarını destekliyor, oda ne bundan tahrik olup karşısındaki kadınmış,çocukmuş dinlemeden saldırmaya çalışan ağza alınmadık küfürler edende yok. Maç gittikçe sertleşiyor öyle ki el seviyesinde hatta el üst turları seviyesinde sert savunmalar oluyor herkes bir top için yerlere atlıyor penetrelerde yapılan fauller oyuncuların parkenin tadına bakmasına sebep oluyor gene oyun hiç durmuyor,anons falan yok zaten olmasına gerekte yok.
İşin en ilginç yanı maçın son bölümünde o yenilgisiz takım ev sahibini tecrübesinin de yardımıyla yenerek ikinci yenilgiyi tattırıyor,gene ev sahibi seyirciden ne bir küfür ne bozuk para.

Tebrikler ve teşekkürler Mersin B.B. siz hem gücünüz hemde olgun tavırlarınızla bu ligin finalini şimdiden hak ettiniz,eminim bu yılda finali sizinle oynayacağız, bazılarına da örnek olsun bu.

18 Mart 2010 Perşembe

Final gibi maçtı



Öncelikle şunu kabul etmek gerek ,Mersin çok iyi bir takım bulunduğu yeri kesinlikle hakediyor ve bu takımın euroleague'de oynamaması çok büyük kayıp. Maç öncesi dönem dönem zorlanırız ama 10 sayı civarında bir farkla kazanırız diyordum. 16 sayıyla kazanmamıza rağmen maçın ilk çeyreği dışında maçın tamamı bir el maçı hatta sert bir el maçı seviyesinde geçti. İlk çeyrekte 10-28 öne fırlamamıza rağmen özellikle 2 ve 3. çeyrekte çok zor anlar yaşadık,maçı son çeyrekte hem yetenek hemde tecrübemizle kazanmayı bildik.Penny müthişti savunmanın düştüğü anlarda takımı her iki sahada da ayakta tuttu, son çeyrekte Birsel'in akılcı oyunu ve kritik hücum ribaundları maçı koparttı. Ligin en iyi iki takımının maçını ligin en iyisi kazanmış oldu ve yoluna yenilgisiz olarak devam ediyor.
Son bir not eğer Mersin takımı seneye de bu takımı koruyacaksa kesinlikle el'de oynamalı, Ivory,Larkins ve Turner gibi oyuncular bir çok el takımında yok. Ayrıca ligin finali niteliğindeki bir maçın bu kadar centilmence kasıtlı sertliklerden itiş kakıştan uzak geçmesi de, ayrı bir güzellik.Demek ki zor maçları kazanmak için mutlaka seyirciyi tahrik etmek oyun içinde hır gür çıkartmak gerekmiyormuş. Mersin takımının bu tutumu da birilerine örnek olmalı.


www.fenerbahce.org

16 Mart 2010 Salı

Bu kez gs sevindi



Türkiye kupasında çeyrek finalde karşılaşan iki ezeli rakipten bu kez gülen taraf gs oldu. 3-0 kaybettikleri maçın ilk setini kazanan sarı kırmızılılar rövanş maçında ilk seti kazanınca bu yıl bizden set almayı başarabilen 3. takım olarak adlarını istatistiklere geçirmeyi başardılar.
Her ne kadar maçı 3-1 kazanmış olsak da salondaki taraftarlarımız ve forumlarda yazanlar arasındaki hoşnutsuzluk gözlerden kaçmadı.
Avrupanın 3. kupasında son dörde kalan ezeli rakibimize bu maçlarda başarılar diliyor, bizde lig maçlarından çok Indesit Champions League'deki final four maçlarımızı bekliyoruz

15 Mart 2010 Pazartesi

WNBA Neden olmasın



Boyu 1.75 hızı çabukluğu ve zekası çoğu wnba oyuncusundan aşağı kalır seviyede değil. Bu yılki el ortalamalarına baktığımız zaman 6.4 sayı 4.2 asisst ve 2.6 top çalma oranları var.Bazı maçlarda potaya bakmaması dışında çoğu takımda süre alabilecek yeteneklere sahip.
Birsel Vardarlı'dan bahsediyorum el de kendinden kat be kat yüksek bütçeli takımlara kafa tutan yıllardır f4 kapısından dönen Fenerbahçe'nin sahadaki beyninden. Bu yıl Connecticut guardı Erin Phillips karşısında 13 sayı 13 asisst 4 top çalmalık bir performansı var mesela hemde Erin'i 11 sayı 1 asisstte tutarak. Sue Bird , L.Wade gibi oyunculara karşı ne bire birde ve takım olarak geri adım atmadı attırmadı.
Şuan Nevriye ile birlikte wnba de süre alacak seviyedeki ikinci Türk oyuncu, tabii kendisinin istemesi gerek önce.

www.fibaeurope.com

14 Mart 2010 Pazar

Ne istiyorum




Klübümüz marketing anlamında açık ara en başarılı klüp, taraftar kart sayımız, telefon hattı sayımız, kombine kart sayımız vs hepsinde açık ara önde, kendi tv kanalımıza sahibiz amatör branşlarımız avrupa'da söz sahibi el lerde çeyrek finaller yeterli gelmiyor olimpiyatlara en çok sporcu gönderen camiayız vsvs.
Şimdide kombine sahiplerine bilet alan yada telefon hattını kullanan taraftarlara yönelik güzel hediyeler verilmeye başlandı, arabalar kombine kartlar lcd tvler digiturk abonelikleri. Hepsi için camiamızı yönetenlere sonsuz teşekkürler, hele benim gibi çocukluğu spor sergide geçen şimdilerde caferağa'nın kapısından ayrılmayan biri için bu branşlar büyük nimet.
Biliyorum belki fazla şey istiyorum ama camianın lokomotif branşı için Mehmetçik'i,Bahtiyar'ı,Seçuk Yula'yı,takımda oynatmayabilirler ama başka bir yere gitmeyeceğim içimden Fenerbahçeliliği alamazlar çalışıp formamı giyeceğim diyen Rıdvan'ı,bugün bile eski anılarını anlatırken gözleri dolan Lefter babayı,Sinyor Can'ı,Müjdat'ı daha onlarcasını sayabileceğim forması yırtılsa da kaşı açılsa da umurunda olmayan bu cesur yürekleri istiyorum.
Acaba çok şey mi istiyorum

Bunlar kimin?




Elbette herkesin ne kadar bilgili olursa olsun her şeyi bilmesini bekleyemezsiniz.Ama bir internet sitesi hele klubün resmi yayın organıysa bazı şeyleri daha özenli yapmak zorunda. Klubümüz'ün resmi internet sitesinde bayan basketbol takımının son iki kupayı alamadığı yazıyor mesela. Rastgele dolaşırken bu sayfayı görünce çok şaşırdım açıkçası hafızam beni yanıltıyor mu acaba diye düşündüm. Oysa birinde botaşı birinde gs yi yenerek bu kupayı aldığımızı hatırlıyordum. Basketbol federasyonunun sitesinden bakınca kendi hafızamın daha iyi olduğunu üzülerek fark ettim.
Lütfen biraz daha özen diyerek noktalıyorum hep dediğim gibi.





fotograf ve istatistik için tbf'e teşekkürler

Yenilgisiz devam



Kim ne derse desin, sıralamada yeri ne olursa olsun kayseri deplasmanı zor bir deplasman.Kadrosunda Tangela, Mcbride,Pringle gibi iyinin bir seviye üstündeki yabancıları, Nihan gibi genç bir yetenekleri ve Vickie J.gibi winner bir oyuncuları var. Hedef maçlarını özellikle kendi sahalarında iyi oynuyorlar ancak karşılarına Avrupa'nın en iyi 5-6 takımından biri çıkınca tutunamadılar. Pringle'ın 31, V.J.'in 14 sayısı değil maçı kazanmak oyunun kontrolünü hiç bir sn. ellerine almalarına yetmedi. Avrupa'nın en iyi 5-6 takımından biri 4 oyuncusunun çift hanelere ulaştığı maçı çok da zorlanmadan kazanmasını bildi.
Fenerbahçe'mizi tebrik ediyor hafta içindeki erteleme maçında başarılar diliyoruz.


www.fenerbahce.org

10 Mart 2010 Çarşamba

ALL ??? STAR



Her seçim sonucu mutlaka tartışılır , milli takımlarda böyledir klüp takımlarında böyledir hep o var bu niye yok şu olsaydı konuşmaları yapılır. Ancak özellikle all star tarzı gösteriye yönelik organizasyonlarda bazı olmazsa olmazlar vardır böylede olması gerekir. Bu yıl NBA All Star'da Shaq'ın olmaması gibi EL Women All Star'da da tartışılacak neden yoklar vardı.
Tamam Fiba her takımdan en çok 2 oyuncu sınırlaması koymuş olabilir ancak bu halk oylamasında geçerli olup diğer oyuncu seçimlerinde daha esnek davranılabilirdi. Adı üzerinde bu sonucunda kupa verilecek sert savunma yapılan bir organizasyon değil,şova yönelik bir maçta bunu en iyi yapacak oyuncuların olmaması gösteriye gölge düşürdü bana göre.
Spartak takımından Taurasi ve Zagota seçilmiş ancak Fowles dışarda kalmış, aynı şekilde Ekaterinburg'dan Biba ve Gruda alınmış onlarda da Parker ve Cappie dışarda kalmış. Dünyada smaç yapabilen 3 oyuncu vardı önümüzdeki yıl L. Leslie'nin de olmayacağını düşünürsek kalan 2 oyuncu böyle bir organizasyonda yok, gene dünyanın en hızlı oyuncularından Cappie ,en iyi şutörlerinden N.Powell bu 2 oyuncu kontenjanına takılmışlar. Oysa devre arasını resmi maç gibi süreyle sınırlandırmak yerine daha uzun tutup 3 sayı yarışmasını daha gösterişli yapmak yetenek yarışması koymak ve sırf bu kısımlar için oyuncu davet etmek çok da zor olmasa gerekti.Örneğin Zagota 3 sayı yarışmasına alınır Fowles sahada olabilirdi.
Daha çok yeni olan bu organizasyonların ilerki yıllarda Amerika'daki adaşına yakın olmasını umarım.

Not:Eski anılarımızı hatırlatmak adına kasten eski yıllara ait bir fotoğraf ekledim.

www.fenerbahce.org

Biba,Biba,Biba



El maçları başladığından beri kupayı kazanacak takımı belirleyecek en önemli isimlerin Taurasi-Pondexter takımlarının süperstarları değil Zagota-Biba gibi avrupalı oyuncuları olacağını düşünüyordum. Üç aşağı beş yukarı Taurasi'nin Fowles yada Pondexter'in performansları belli onlara katkı yapabilecek oyuncular şampiyonu belirleyecek.
Bu akşamki all star maçıda gösterdi ki kupanın nereye gideceğine Biba karar verecek, o pürüzsüz bileğini f4 de de kullanırsa Taurasiye kötü bir sürpriz yapabilir. Ama Zagota dur bakalım bizim takımda sorumluluk alabilecek bende varım der öldürücü dip şutlarını atmaya başlarsa Cappie'nin en büyük hedeflerinden biri başka baharlara kalabilir. Bu sorunun cevabına daha bir aylık vaktimiz var bekleyip göreceğiz.

Son bir eleştiride fiba'ya ,açıkçası bu yıl el de ne yapmaya çalıştıklarını anlayabilmiş değilim. Önce Spartak ve Ekaterinburg'un önünü açacak bir sıralama sistemi getirdiler, birbiriyle hiç oynamamış takımları sanki lig gibi sıralattılar. Bazı gruplar çok güçlü bazıları çok zayıf kalmasına rağmen orada aldıkları puan yada averajlar belirleyicidir dediler. Ondan sonra iş f4 a gelince 1 ve 2. sırada yer alan takımları yarı finalde karşı karşıya getirdiler. Ya baştan grup sıralamasına göre çapraz eşleşme yapılsaydı yada tüm takımlar sıralanıyorsa f4 de 1. ve 4., 2. ve 3. takımlar oynasaydı tam altı kaval üstü şişhane bir durum oldu. Ben bunun mantıklı bir açıklaması olabileceğine de inanmıyorum açıkçası.

8 Mart 2010 Pazartesi

Güç Farkı




Salona giderken kafamda maçın heyecanından yada bizim kızların neler yapacağından çok,Galatasaray'ın nasıl bir yabancı rotasyonu ile oynayacağı vardı.Elinde iyi dış şutu olan ama çok fazla penetre yapmayan bir 2 numaran var doğal olarak 3 numara oynatman daha mantıklı,dış şutu olan bir 4 numaran var bu yıl çok defa 3 e kaydırmışsın bunların yanına wnba'den bir 3 numara daha getiriyorsun. Hemde asıl guardının ne zaman döneceği belli değil onun yokluğunda en iyi top getirecek oyuncunu yollamayı göze almışsın. Basketbolun en önemli 2 pozisyonu olan 1 ve 5 i tüm maçı kaldıramayacağı kesin oyuncularla oynuyorsun bu şekilde Kağıtspor'u Botaş'ı falan yenebilirsin ama Fenerbahçe'yi çok zor.

Herhalde bu 3lünün birinden vazgeçip hiç olmazsa 5 numarayı Leuchanka'yla oynarlar diye düşünüyordum. Zafer K. hem beni hemde Haydar Kemal hocayı yanıltan bir tercihle isimli olsun varsın 3 tane 3 numara olsun diyerek başladı maça. Her ne kadar ilk çeyrekte geri düşsekte müthiş savunmamızı devreye sokup zor olacağını düşündüğüm maçı 3. çeyrek ortalarında kazanmayı garantiledik.

Tamika bugün beni hayal kırıklığına uğrattı lotos zamanından bildiğim pes etmeyen ve takımı yönlendirebilen bir oyuncuydu. Ancak geçen yılla çok farklıydı bugün. İstatistik tabelasında 13 sayı yazması bir şey ifade etmiyor bana, ne oyuna ağırlık koyabildi ne bir direnç. Sonuçta bir derby galibiyetinden öte rakibimize çok önemli bir mesaj göndermiş olduk o mesajda başlıkta.


www.fenerbahce.org

6 Mart 2010 Cumartesi

İlk hedefe bir set kaldı



Geçen yılın şampiyonuna Nati,Naz ve Game over Gamova gibi süper isimler katıldığı zaman bu takımın lokal lig için değil indesit şampiyonlar ligi için kurulduğu belli olmuştu. Menajer Violet Duca'nın her konuşmasında bu hedeften bahsediliyor şampiyonlar ligi çok zor ama cümlesi her röportajda geçiyordu.
Takım grupta değil maç kaybetmek bir maç dışında set bile vermeden gruptan çıkmayı başardı, ilk turu da set vermeden atlattı. Final Four öncesi tek engel Odintsova kalmıştı. İlk maçı hemde rakip sahada klasik 3-0 lık tarifeyle geçtik şimdi önümüzde burada oynayacağımız rövanş maçında almamız gereken sadece bir set kaldı.

Şimdiden herşey için çok teşekkürler SARI MELEKLER




www.fenerbahce.org

2 Mart 2010 Salı

Caferağa'dan Lakers geçti



2000lerin başı Lakers Kobe ve Shaq'la nba i domine ediyor, kadrolarında Fox,Horry ve son sn 3lükleriyle ünlü Fisher gibi çok iyi oyuncular olmasına rağmen onlara bile çok ihtiyaç duyulmuyor.
Geçen hafta izlediğim Spartak takımı da aynıydı kadrosundaki Taurasi, Fowles, McCarvile, Zagota, Korstin, Karpunina yetmemiş wnba'in en önemli 1 numaralarından S.Bird'ü de almışlar.Bunca iyi oyuncuya rağmen Kobe dışardan Shaq içerden ,pardon Taurasi dışardan Fowles içerden asla durdurulamayan oyuncular oluyorlar. Öyle ki Fisher'den daha üst leveldeki Sue 'ya yada Fox'ın levelindeki Zagota'ya onlar kadar iş düşmüyor bile.
Ne diyelim bu yılki el şampiyonluğu şimdiden kutlu olsun, bizede bu takımı yenmeye bu kadar yaklaşan tek takım olma gururu kalsın.